10 YILDA BİR GENÇLEŞMEK
Bir hücre 50-150 kez bölünebilir.
“Yaşam saati” olan “telomer”, kromozomların uçlarında çalışmaktadır.
Her hücre bölünmesi “telomeri” biraz daha kısaltır. “Telomerler” tamamen ortadan kalktığında hücre ölür. Her gün 600 milyar hücre ölmektedir. Organizma her saniye besinlerin yapı taşlarından
10 milyon yeni hücre oluşturmaktadır.
Yani... İşin özü “yaşlanmak”, devamlı boşalan bir pili benzeyen biyolojik süreçtir. Bilim dünyası buradan hareketle içimizdeki “biyolojik saati” geri almaya çalışıyor.
Çünkü bu saat hücrelerin tümünde çalışıyor.
GENÇLİK PINARI
İNSANOĞLU binlerce yıldır “yaşlanmayı önlemek” ve “sonsuz hayatı elde etmek” için araştırmalar yapıyor.
Yunan mitolojisindeki “Gençlik Pınarı” ve anadolu masallarındaki “ab-ı hayat (bengi su, dirilik suyu, hayat suyu)” bu arayışların birer göstergesi. Anadolu’da tıbbın babası olarak bilinen “lokman hekim” de “ebedi gençliğin” ve “sonsuz hayatın” peşindeydi.
Yaşlanmak artık kesinlikle geciktiriliyor.
Ayrıca “kaliteli yaşlanma” kavramı da literatüre girdi. Nasıl mı?
ÖLÜMSÜZLÜK - “TELOMERAZ” ENZİMİ
ABD’deki ilk araştırmacılar
“ölümsüzlük-telomeraz enzimiyle”
1984 yılında karşılaşmışlardı. Bu enzim, hücrelerin “hangi sıklıkta bölündüklerinin unutulmasını” sağlamakta “biyolojik saati” devamlı olarak geri almaktadır.
Yani... Telomeraz, kromozomların ucundaki her hücre bölünmesiyle kısalan telomerleri sürekli olarak onarabilir ve böylece yaşlanma süresini durdurabilir.
Sonuç... Araştırmacılar telomeraz enzimini aktive eden “gen” tedavisiyle gelecekte “yaşlanmayı geriletmeyi”, hatta “durdurmayı” hedefliyor.
Gelecekte her 10 yılda bir gençleşme tedavisine gitmek zorunda olacağız ve orada “gen tekniği” yoluyla “biyolojik saat”
10 yıl geri çevrilecek. Bazı “gen araştırmacıları” gen preparatlarının gelecekte insanların yaşamlarını gerçekten “100’lerce yıl uzatabileceğine” inanıyor.
......................
Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul’un “HAYATI KEŞFET- Anti-Aging Yaşam Kılavuzu” adlı kitabına bir başladım bırakamıyorum. (Alfa Yayınları) 559 sayfalık bu kitapta yaşam gezegeninde keşifler yapıyorum.
“Dünyaya kazık dikmek” niyetinden değil ama çok şey öğrendiğim, geleceği okuyabildiğim müthiş zenginleştirici bir gezi.
Prof. Nazlıkul Hamburg Tıp Fakültesi’nden sonra Türkiye’ye döndü. Türkiye’deki tamamlayıcı tıbbın “efsanesi...”
Güneri Cıvaoğlu
Milliyet Gazetesi